Perşembe, Nisan 18, 2024
Basın Açıklamaları

Fındık üreticileri ve bağcılar hızla iflasa sürükleniyor!..

Cumhurbaşkanı tarafından TMO’nun fındık alım fiyatı alan bazlı ödeme dahil 54 TL olarak, çekirdeksiz kuru üzüm alım fiyatı da 27 TL olarak açıklanmıştı. Bu fiyatların bile üreticilerin ürün maliyet masraflarına yakın bir fiyat olduğunu, çiftçilerin yaşamını ve üretimini sürdürebilmesi için bu fiyatların yeterli olmadığını, son aylardaki girdilerdeki ve temel ihtiyaç maddelerindeki enflasyon artışlarının da göz önünde bulundurularak fiyat belirlenmesi gerektiğini ÇİFTÇİ-SEN olarak defalarca dile getirdik. Çünkü bu fiyatlar üreticileri değil, şirketleri kollayan, koruyan fiyattı. Ancak görünen o ki; TMO ve şirketler bu fiyatlardan bile fındık veya kuru üzüm almamakta, borç batağında olan, ürününü depolama ve bekletme olanaklarından yoksun olan üreticilere son darbeyi vurmaya çalışmaktadır. Üreticiler TMO ya ürün satmak için sıra randevusu almakta bile zorlandığı gibi, randevu alıp fındığını TMO’ya götürdüğünde de TMO alım yetkilileri nem,karışıklık oranı,çatalak fındık,çürüklük ve yabancı madde gibi kriterlerde olduğundan fazla titiz davranmakta, adeta fındıkçının fındığını teslim etmeden geri dönmesine zemin hazırlamaktadır.Tüccarlar levant kalite fındığı 42-44 TL den Giresun yağlısı fındığı 46-47 TL den satın almaktadır.Ferrero ve ona bağlı Şirketler ise geçmiş yıllarda olduğu gibi piyasayı gözlemlemekte henüz alım bile yapmamaktadır.

Kuru üzüme gelince;

İklim değişikliğinin olumsuz sonuçları 2021-2022 yılı üretim sezonunda da yüksek oranda yaşandı. Küresel iklim değişikliğinin nedenlerinden olan tarım arazilerinin madencilik ve JES gibi enerji yatırımlarına açılarak toprağın, suların, havanın kirletilmesi, beraberinde tarımsal üretimde kullanılan kimyasallarla bu kirliliğin birleşmesi bazı bölgelerde üzüm kalitesinde ciddi sıkıntılar doğurmaya devam etmiştir. Mevsimsiz yağan yağmurlar üzümlerde çatlama ve çürüme oluşturmuş,üzümler yeterince olgunlaşmadan sergiye yatırılmak zorunda kalınmış,bir çok bölgede de sergideki üzümler birkez daha yağmurla karşılaşmış, rekolte ve kalite de düşme devam etmiştir. Gerek iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz sonuçlar, gerekse de borç batağında olan, ürününü depolama ve bekletme olanaklarından yoksun olan üreticilerin oldukça yoğun olmasını ve TMO’nun henüz kuru üzüm alımına başlamamış olmasını fırsat bilen tüccarlar maliyetin de altında bir fiyatla 17-18 TL den üzüm almaktadır. TMO kuru üzüm alımına başlasa bile,tıpkı fındıkta olduğu gibi, üreticilerin teslim edecekleri kuru üzümün kalite numarasını düşürerek üreticileri zorlayacağı, açıklanan fiyattan kuru üzüm almayacağı veya sınırlı bir alım yapacağı görülmektedir.TARİŞ ise alım fiyatı bile açıklamamış, teslim aldığı kuru üzüm için sadece 20 TL avans ödeyeceğini söylemiştir. Sonuçta üreticiler hızla iflasa, açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmektedir.

Küçük çiftçiler olarak bizi yok etmeye yönelik politikalara karşı durmak zorundayız. Örgütlenmemiz, haklarımızı bilmemiz, haklarımız için mücadele etmemiz gerekiyor. Çiftçi-Sen’in de içinde olduğu Dünya Çiftçileri Mücadele Örgütü, La Via Campesina (Çiftçi Yolu) uzun mücadeleler sonucu “Köylü Hakları Deklarasyonu” nu BM Genel Kurulu’nda kabul ettirdi. Bu deklarasyon devletlere de yükümlülükler veriyor. “Köylü Hakları Deklarasyonu” na göre Çiftçilerin tatmin edici bir fiyat ve adil piyasaya erişim hakkı vardır. Devletler de bunu sağlamak zorundadır. Bir araya gelirsek, örgütlenir ve mücadele edersek bizde bu hakların uygulanmasını sağlayabiliriz. Aksi takdirde borç sarmalından kurtulamayacağız, hükümetler ürünlerimizin fiyatlarını şirketlerin lehine belirlemeye devam edecekler.

Tarımsal ürün alım fiyatları belirlenirken şirketler ve hükümet, çiftçilerin sendikalarıyla, meslek odası ve kooperatif örgütleriyle görüşme masasına oturmalı ve kuru ve yaş üzüm alım fiyatlarını toplu pazarlıkla birlikte belirlemelidirler.

Sağlıklı ürün sağlıklı ortamda yetişir. BM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Köylü Hakları Deklarasyonu” çiftçilerin temiz havaya, temiz suya, sağlıklı toprağa vb. erişim haklarından ve devletlerin yükümlülüğünden bahseder; devlet yükümlülüğünü yerine getirmeli havayı, suyu, toprağı kirleten, tarımsal üretimi olumsuz etkileyen İklim değişikliğine neden olan, JES ve madencilik faaliyetlerine acilen son vermeli, bu faaliyetlerin olumsuz etkisini yaşayan bölgelerdeki üreticilere telafi edici ödemeler yapılmalıdır.

Çiftçilerin ürünlerinin fiyatlarını baskılama gayretinde olan yerli ve yabancı tarım ve gıda şirketleri karşısında tüm üreticileri örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Yoksulluk kaderimiz değil! Ürünlerimizi yok pahasına satın alarak emeğimizi sömürmeye, insanların ve tüm canlıların yaşam alanlarını yok etmeye çalışanlara karşı örgütlenelim, kötü gidişatı durdurmak için mücadele edelim. Gelin Umudumuzu ve Mücadelemizi ÇİFTÇİ-SEN de büyütelim.

Gıda Egemenliği Hemen Şimdi! Köylü Hakları Hemen Şimdi!

Toprak, Onur, Yaşam! Yaşasın Çiftçi Sen!

ÇİFTÇİLER SENDİKASI (ÇİFTÇİ-SEN)

Ali Bülent ERDEM / Genel Başkan

Adnan ÇOBANOĞLU / Genel Örgütlenme Sekreteri

0 Paylaşımlar